Hayatınızı askıda yaşamayın!



           Sizi mutlu eden veya edebilecek o kadar çok sey varken, insan neden mutsuz kalmayı ve mutsuz olacağı işler yapmayı tercih eder düşünülmesi gerekiyor bence...
Sizin olan yada size ait olduğunu koşulsuz şartsız düşündüğünüz şeyler, neden kıymetini zamanla kaybeder? insan neden hep ait olamadığı şeylerin avcısı olur? Bunlar elde etme duygusunun verdiği hazlar yada istekler midir?
     İnsanoğlu garip bir yaratık gerçekten.  Sahip olduğu onca güzel şey varken, doyumsuzca hala elde etme, sahip olma hakim olma duygularını hat safhalarda yaşıyor... Sanırım insanoğlunun doğasında ve nefsinde olan duygular bunlar... Oysa azla yetinebilmeyi, kanaat etmeyi ve tamahkar olmamayı bilse insan, mutlu olabilmeyi inancına sığınarak ve huzurla yaşamayı öğrenebilir.

                                                      Peki ya siz?


           Sizi gözeten kollayan, emeklerini üstünden esirgemeyen, her zor anınızda yanınızda olan birine en son ne zaman ''seni seviyorum'' ''iyi ki varsın'' dediniz?
Hep ertelediniz, yada bunu söylemeyi bile, hiç düşünmediniz belkide kimbilir?
Söylediğinizde altını boş bırakmayın lütfenn!çünkü altı boş olan her şey kaybolmaya  yok olmaya mahkum oluyor. İnandırdığınızı sanıyorsunuz, karşınızdakini kandırdığınızı, onu mutlu ettiğinizi, vb düsünceler... Vicdanınızı rahatsız eden bir yığın yük... Oysa uzun vadede bu yalanlar birikiyor ve karşınıza koskoca bir çöp yığınınından başka hiçbir şey çıkmıyor.
           

            İnandığınız yerden kırıldınız mı hiç? mutlaka bir gün bir yerlerde sizin de inandığınız yerden kırılacak yüreğiniz... Felaket tellalcısı derler ya böyle konuşanlara, evet belkide şuan o ben oldum o tellalcı... Lakin realist bakmak sizi daha çok acıtsada şuan, yarına hazırlıklı olacaksınız. Yarın geldiğinde ise ne derlerse desinler hep eksik kalacak, duyduğunuz, hazırlıklı olduğunuzu sandığınız, alışkınım ben dediğiniz ne varsa, o andaki hayal kırıklığınızın yerini hiçbir şey tutamayacak... Hiçbir acıyı o anın yerine koyamayacak, hiçbir kaybı o kayıpla kıyaslayamayacaksınız bile...'' İnanın, inanmamak en güzeli'' demek isterdim, lakin bu cümleyi kuramayacağım. İnsanın doğası bu, dedim ya inanmak istiyoruz bir yerlerde, bir yerlerde hep güvenmek... Eksik yanlarımızı tamamlamak, ait olmak, ait hissetmek...  Dünyevi aşklara sığınıp ilahi herşeyden sırt çevirerek yapıyoruz genelde bunu... Sonra doyumsuz, mutsuz, ne istediğini bilmeyerek, askıda asılı hayatlar yaşıyoruz?
Ne garip...                    



                                        
                                                        Neden? 





Etrafınızdaki insanlara bir bakın şimdi, huzurlu olanlarına özellikle. onları gözlemleyin, göreceksiniz ki istekleri küçük ve kanaat eden insanlar, İnançlarına sıkı sıkı tutunmuş  ve gerçek huzurun vicdan rahatlığında olduğunu çözmüş insanlardır. Kini olmayan, yada kinini öldürmüş, inancına sığınmış, adaletin er geç hükmedeceği bir dünyaya inanan, hiçbir kötülüğün; siz cevap vermeseniz de ilahi bir şekilde tecelli edeceğine inanan insanlardır bunlar, affetmiş, affetmeyi denemiş insanlar... Affetmek size iç huzuru verecek, emin olun... Hayatınızda olmayan insanları özellikle affedin, belki haberleri olmadan affedin. Hatta kaybettiğiniz ama kininiz olan insanları, yada sizi yaşarken kaybetmiş olanları...
                                                        Affedin affedin affedin... 
           


                       Sizi ağırlıklarla yaşatan tüm zehirleri atın ruhunuzdan. Gözyaşınıza neden olan, iliklerinize kadar sizi acıtan o anları, ölüm anılarınızı, karşınızda kapanan o gözü, size nefretini söyleyen o cümleyi, hakaret eden o öğretmeni, sıranızı kapan o marketteki kadını, yolunuza giren o hızlı arabayı, kırmızıda geçen o yayayı, son kalan ekmeği önünüzden alan teyzeyi, doktor randevunuzda sizden önce giren amcayı, otobüs sırasında sizi itekleyen o liseliyi, menfaati için arayan eski dostu, yolda karşılaşıp selamını esirgeyen o fedakar arkadaşınızı, ağlarken yanındayım demekten aciz kalan sevgiliyi, yanında olupta fizandan size bakan o yanınzdakileri, yazı tahtasındaki konuşanlar listesinde sizi artılayan sınıf arkadaşınızı, iş yerinde arkanızdan sallayan iş arkadaşınızı, size bir hiçmişsiniz gibi hissettiren akrabayı, yüzünüze gözünüze bakan dış görünüş budalalarını, ruhunuzu görmeyen vitrincileri, en ihtiyacınız olduğunda elinizi uzatıp tutamadığınız kim varsa işte, affedin, affedin, affedin... Bırakın.. Gitsinler...
  

                           Siz onlar olmadan da sizsiniz! Unutmayın! Siz değerlisiniz... 



                             Toprak ona verilenleri, hep kabul etmiştir, unutun... Ruhunuzda güzel çiçekler yetiştirmekten korkmayın...


                            



         Gökyüzüne bakın, sonra derin bir nefes çekip içinize hayatta olduğunuz için şükredin! En zor zamanınızda mısınız? Sığınacak kimseniz mi yok? Ellerinizi açın semaya... ''Dua'' edin. Allah'la konuşun... Sizi yaratana vaktiniz olmadığından bu huzursuzluklar belki de... 
         Kimbilir? bir şeyleri eksik yapıyoruz bir yerlerde, farkında mısınız? En büyük yıkıntılar hep en büyük mutlulukların ardından geliyor. Çünkü biraz mutlu oldukmu hemen gerçek aşkı unutuveriyoruz....


            Bizim biraz huzura ihtiyacımız var, insan olarak. Önce kendi içimizdeki savaşları bırakmamız lazım, affetmeliyiz mesela ilk olarak, sizi ağırlaştıran tüm yüklerden arınmamız lazım. Detoks gibi düşünün. Size acı veren tüm zehirlerden toksinlerden arınır gibi... Sonra sarılın yanınızda kim varsa, yarın belki kimse olmayabilir... Pişman olmazsınınız en azından... 


            Kimse yoksa yanınızda, kendinize sarılın, çünkü siz Allah'ın en büyük nimetisiniz... 

                                       Yaratılmışların en büyük mucizesisiniz... 


                                 UNUTMAYIN SİZ SADECE BİR TANESİNİZ! 





































#life #smile #love #TagsForLikes #photooftheday  #amazing #like4like #look #instalike #igers #picoftheday #food #instadaily #instafollow #followme#instagood #bestoftheday #instacool #instago #colorful

Yorumlar

  1. cok guzel bir yazi tesekkur ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eğer biraz olsun ruhunuza değdiyse, sizin güzelliğinizden...

      Sil
  2. Şu affetmeyi bir türlü ben yapamıyorum yaa 😁 ama öyle herkesi değil bir kac kisiyi. Sürekli körüklüyorlar atesi arkadas affetmeye zaman mi kaliyor 😁 cok güzl bir yazi olms eline saglk :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çok teşekkür ederim beğendiyseniz ne mutlu... :) affederken hayatınızdan da uzaklaştırmanız mümkünse birde böyle deneyin derim :) Umarım bundan sonrası için o ateşi körüklemeye devam etmezler :) sevgilerle...

      Sil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Acıya en çok alışkın olanımız mı güçlü oluyor? Yoksa acıya en çok duyarsız kalan mı?